Haber

Erdoğan Toprak: “Başka İllere Göç Eden Depremzedeler İçin Bu Seçimde Yurtdışı Seçmen Modeli Uygulanabilir”

CHP Genel Lider Koordinatörü Başdanışmanı Erdoğan Toprak, depremzedelere oy kullanacakları yeni modeller önerdi. Toprak, “Başka illere göç eden depremzedeler için bu seçimde yurt dışı seçmen modelinin uygulanması söz konusu olabilir. Depremden etkilenen göçmen seçmenler, Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği merkezlerde kendi illerini seçebilecek. İl ve ilçe seçim kurullarına, seçim tarihinden iki hafta veya bir ay önce YSK tarafından açıklanacak seçmen kütüğü ile birlikte, oy vermeye başlayabilirsiniz” dedi. Depremzedelerin bölgelerine yakın illerde de oy kullanabileceklerini belirten Toprak, “2015-2018 seçimlerinde ağırlıklı olarak Doğu-Güneydoğu Anadolu bölgesinde uygulanan düzenleme ile YSK, seçim ve sandıkları yeniden düzenleyerek seçim ve sandıkları yeniden düzenleme imkanı sağlıyor. Deprem illerine yakın güvenli mahallelerde depremden etkilenen seçmenlere oy verin.” .

CHP İstanbul Milletvekili, Genel Lider Koordinatörü Başdanışmanı Erdoğan Toprak, bugün yaptığı yazılı açıklamada, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin Türkiye’ye etkilerini değerlendirdi. Depremzedelerin oy kullanmaları için modeller önerirken, seçmenin parmağını boyama uygulamasına geri dönülmesini istedi. Toprak dedi ki:

“DEMOKRASİNİN GÜCÜ VE FİKİRİYLE SEÇMENİN KARŞISINA GETİRMEK HEPİMİZİN GÖREVİDİR”

“6 Şubat sarsıntısıyla ortaya çıkan tablo, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerinin sağlıklı bir biçimde ve zamanında yapılması gerektiğini ortaya koydu. Seçimler ister 14 Mayıs’ta olsun, ister 18 Haziran’da olsun, bir uzlaşı analizi. seçmen kütüğü ve depremzedelerin oy kullanmalarına ilişkin Meclis’te bulunmalı, demokrasimize zarar verilmesine izin verilmemelidir.

Bölgede yaşanan ağır tahribat, ardından gelen tahliye ve göçler ve önemli güçlükler söz konusu olsa da, çözümleme yolları bulmak, iktidar ve muhalefetle birlikte hepimize düşen demokrasinin görevidir. Sandığı seçmenin önüne getirmek.

“ÖNEMLİLİK ÖLÜ, KAYIP VE YARALILARIN EN KISA SÜREDE ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE PAYLAŞILMASIDIR”

Binaların yıkılması, ölenlerin sayısı, konut ve seçmen kayıtlarının yeniden düzenlenmesi işi acil kılıyor. Kimliği tespit edilemeyen cenazeler, DNA örnekleri alınarak ve yüz fotoğrafları çekilerek numaralı mezarlara gömülüyor. Savcıların kayıt ve gözetiminde kimlik tespiti ile defin belgeleri düzenlenenler için sorun teşkil etmez. Burada öncelik ölen, kaybolan ve yaralananların listesinin bir an önce sağlamlaştırılması ve şeffaf bir şekilde paylaşılmasıdır.

İçişleri Bakanlığı Nüfus İşleri Müdürlüğü tarafından Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminde (ADNKS) ikametgahından ölümlerin katılaştırılarak silinmesi, Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) bildirilmesi ve seçmen kütüğünden silinmesi işlemleri yürütülmelidir. dışarı.

“İLKSEL İKAMETGAH OLDUĞU İL SEÇMENLERİNİN OY OY VERMELERİ İÇİN HUKUKİ TEMEL SAĞLANMALI VE TEŞVİK EDİLMELİDİR”

Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilir ve 14 Mayıs’ta seçim olasılığı gündeme gelirse, fesih kararının en geç 14 Mart’ta alınması gerekir. Seçim normal zamanında 18 Haziran’da yapılırsa YSK’nın seçim takvimine 17-18 Nisan’da başlaması gerekiyor. Önümüzdeki 1.5-2 ay içinde vefat sayıları kesinleşecek, ADNKS kayıtları netleşecek ve YSK bunları seçmen kütüklerine işleyebilecek ve iller tarafından çıkarılacak milletvekili sayıları belirlenecek. Yeni nüfusa ve seçmen sayısına göre.

Afet bölgesinden başka illere göç eden seçmenlerin kendi illerinde ikamet ettikleri ilin seçmeni olarak oy kullanmaları için yasal bir yer sağlanmalı ve teşvik edilmelidir. Böylece hem yıkılan vilayetlerin meclisteki milletvekili sayıları olumsuz etkilenmeyecek hem de seçmenlerin kendi illerine dönüp yaşamlarını sürdürme duyguları canlı tutulacaktır.

“GÖÇ EDEN NÜFUS VE SEÇMEN SAYISINDA ARTIŞ BAZI İLLERİN PROJE SAYISI OLAĞANÜSTÜ OLACAK”

Aksi takdirde, halen yüzde 30’lara varan göçün devam edeceği düşünüldüğünde, konutların taşınması ve buna göre kayıtların değiştirilmesi halinde, göç eden nüfus ve seçmen sayısındaki artış bazı illerde milletvekili sayısını artıracaktır. afet bölgesi illeri başta olmak üzere bazı illerde milletvekili sayılarında sert düşüşler yaşanacak. Bunun için, Seçimlerin Temel Kararları Hakkında Kanun’da değişiklik yapılması ve anayasanın 67’nci maddesine 2023 seçimleri için bir defaya mahsus geçici istisna kararı eklenmesi gerekiyor. bir yıl içinde yapılır’.

Sadece 2023 seçimleri için Anayasa’da yapılan kesintili düzenleme, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 400’den fazla oyla kabul edildikten sonra, seçim kanunu buna göre değiştirilerek 14 Mayıs veya 18 Haziran seçimlerinde uygulanır hale getirildi.

“BU SEÇİMDE BAŞKA İLLERE GÖÇ EDEN DEPREM MAĞDURLARI İÇİN YURTDIŞI SEÇMEN MODELİ UYGULANABİLİR”

Başka illere göç eden depremzedeler için bu seçimde yabancı seçmen modelini uygulamak mümkün olabilir. Depremzede göçmen seçmenler, seçim tarihinden iki hafta veya bir ay önce, seçim tarihinden iki hafta veya bir ay önce, seçim kütüğünün açıklanacağı il ve ilçe seçim kurullarınca belirlenecek merkezlerde kendi illeri için oy kullanmaya başlayabilirler. YSK.

Diğer bir seçenek ise YSK’nın 2015-2018 seçimlerinde ağırlıklı olarak Doğu-Güneydoğu Anadolu bölgesinde uyguladığı seçim kanunundaki düzenleme ile seçim ve sandıkları yeniden düzenleyerek depremden etkilenen seçmenlere oy kullanma imkanı sağlamasıdır. komşu iller depreme yakın iller. İllerinde kalmaya devam eden seçmenler için çadır kentler ve konteyner kentler parselasyon yoluyla mahallelere dönüştürülerek seçmen kaydı yapılabilecek, kütükler oluşturularak oy kullanma imkanı sağlanabilecektir. Otel ve yurtlarda ikamet eden seçmenler için de benzer bir model uygulanabilir.

Buna imkan verecek mevzuat değişikliği ve belirli bir uygulama alanı yaratacak kesintili anayasal düzenleme ile YSK’nın yeni seçmen kütüğü-seçim genelgesi çıkarması ve seçimin zamanında yapılması önündeki engeller kaldırılacaktır. .

MİLYONLARCA DEPREM OYU SEÇMEN KONUTUNU TAŞINMAZSA OY VEREMEZ”

Deprem illerinde yaşanan seçmen kaybı, göç ve nüfus değişimi karşısında, ‘temsilde adalet’in korunması ve adil ve zamanında seçimlerin sağlanmasına yönelik çözüm önerilerim dışında, iktidarın tercihi YSK’nın seçimleri YSK ile yapması yönünde olabilir. 6 Nisan’da yürürlüğe girecek seçim kanunu değişiklikleri ve seçmen kütükleri. Ancak bu yönde alınacak bir karar, temsilde adalet açısından kabul edilemez sonuçlara yol açabilir.

Bu durumda afet bölgesindeki 11 ilin 96’sından milletvekili sayısı ciddi oranda azaltılacak ve diğer illere dağıtılacak. Milyonlarca depremzede konutunu taşımadığı takdirde oy kullanamayacak. Anayasa’nın 78’inci maddesine ‘savaş hali dışında seçimlerin ertelenmesine imkan verecek geçici bir maddenin eklenmesi’ne ilişkin görüşler, demokrasiyi ve onun en temel unsuru olan seçim-sandığı askıya almaya yöneliktir.

“CUMHURBAŞKANI VE TBMM’NİN GÖREVİ 18 HAZİRAN 2023’TE BİTECEK”

Mevcut Cumhurbaşkanının ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevleri, seçmenin meşruiyeti ve yönetme yetkisi 18 Haziran 2023 tarihinde sona erecektir. Bu tarihe kadar seçim yapılmaması ve seçmenden yeni meşruiyet yetkisinin alınmaması halinde, mevcut hükümet 19 Haziran 2023 tarihi itibariyle gayri meşru olacak ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki yasama yetkisini ve meşruiyetini kaybetmiş olacaktır.

“GÖÇ BÖLGEDE DEMOGRAFİK DEĞİŞİM VE NÜFUS HAREKETLERİ GETİRECEKTİR”

Başta Hatay olmak üzere deprem illerinden göç, bölgede demografik değişiklikleri ve nüfus hareketlerini beraberinde getirecektir. Sınırlarımızdan ve sınıra yakın illerimizden gelen göçlerin hızla artması ve bu illerin mülteci sayısının fazla olduğu illerin ortasında yer alması dikkate alındığında acil önlem alınması zaruridir.

Acil durum tespiti ve önlem paketinin hazırlanması ve uygulamaya alınması hayati önem taşımaktadır. Kalıcı konut inşaatları, yeni yerleşim planlaması vb. adımlar atılırken bu süreçte başta Hatay olmak üzere sınır bölge illerinde konteyner kentlerin kurulmasına öncelik verilerek bu illerden göçün önlenmesi ve geri dönüşün teşvik edilmesi elzemdir. ve hayatın sürdürülebilir normalleşmesi. Sınır güvenliği ve denetimlerinin en üst düzeye çıkarılması, sınır kapılarında teyakkuzun yanı sıra, afet bölgesi ‘Ekonomik ve Sosyal Kalkınmada Birinci Öncelikli Bölge’ olarak ilan edilmelidir.

“AFET BÖLGESİNDE YABANCILARA VE ÜLKEYE KARŞI TAŞINMAZ SATIŞI DURDURULMALIDIR”

Mağdur ailelerine yapılan maddi yardımların yanı sıra bu illerde çalışanlar için daha yüksek ‘özel-bölgesel asgari ücret’ belirlenmesi, kalanlar ve dönenler için ekonomik koşulların çekiciliği ile göçün önlenmesi, vergi-SGK ödemeleri faizsiz ertelenmeli, gerekirse bu kesintiler patronlara ve çalışanlara iade edilmelidir.

Başta Hatay olmak üzere afet bölgesinde ve ülke genelinde artarak artan bir şekilde yabancılara gayrimenkul satışı durdurulmalıdır. Kredi Garanti Fonu’ndan (KGF) en az 3 yıl ödemesiz, düşük faizli, uzun vadeli ticari ve bireysel kredilerde öncelik işletmelere, küçük esnafa, üreticilere, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlara verilmelidir. ve kamu bankaları. İnsani-Ekonomik ve Sosyal Acil Durum Eylem Planı Meclis’ten geçirilmelidir.

“1948’den beri çıkarılan 15 kalkınma affından sekizi AKP hükümetine ait”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yıkılan binaların yüzde 98’i 1999 öncesine ait” açıklaması, iktidarları boyunca gösterdikleri ihmal ve sorumsuzluğun, insanımızın canının hiçe sayıldığının birinci elden itirafıdır. 1948’den beri çıkarılan 15 İmar Affı’ndan sekizi AKP hükümetine ait.

Yıkılan binaların yüzde 98’i 1999 öncesine aitse bu, hükümetin 21 yıldır binaları ve şehirleri depreme hazırlamak için hiçbir şey yapmadığı anlamına geliyor. Toplanan 88 milyarlık deprem vergisi, depreme dayanıklı binalara, güçlendirmelere, deprem hazırlıklarına değil, depremde çalışamayacak duble yollara, havalimanlarına, konutlara, alışveriş merkezlerine, elektrik müteahhitlerine harcandı. Menfaat uğruna insanların canı, şehirlerin geleceği, güvenliği hiçe sayıldı.

“DEVLET, DEPREM VERGİSİNİ YILLARDIR BETON EKONOMİSİ VE RANTA’YA AKTARDI”

Devlet yıllardır deprem vergilerini beton ekonomisine ve kiraya aktardı. Korona salgınında ‘Biz Bize Yeteriz’ kampanyası düzenleyen ve halka destek yerine IBAN göndererek para toplayan hükümet, deprem felaketinde de TV kanallarında canlı yayın programıyla bağış kampanyası yürütüyor. .

Bağış yapan kişi ve kuruluşların bu parayı vergiden düşme imkânına sahip olması, bağışların insani boyutuna ve samimiyetine gölge düşürmüştür. Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurulu (BDDK), kamu bankalarının yaptığı milyarlarca liralık bağışların yasal sınırlara uymaması üzerine ertesi gün yaptığı açıklamayla bankaların bağışları üzerindeki özkaynak-varlık oranı kısıtlamasını kaldırdı. Bu karar bile kampanyanın hemen siyasi gösteri amacıyla düzenlendiğini, toplanan paraların daha sonra yasallaştırılması gerektiğini gösteriyor.

“HÜKÜMET MUHTEMELEN KISA SÜREDE EK BÜTÇE İSTEĞİYLE TEKRAR TBMM’YE GELECEK”

6 Şubat depreminde yıkılan binlerce binanın yanı sıra yarattığı ağır konut sorunu, afet bölgesinden yoğun göç, diğer illerdeki kira ve konut fiyatları yüksek talep nedeniyle tetiklenecek. Aralık ayında yüzde 167,8 olarak açıklanan ortalama konut fiyat endeksi (KPI) artışına artık deprem felaketinin etkisi dahil edilmiyor. Yabancılara vatandaşlık karşılığında gayrimenkul satışına son verilmeli, konut fiyatlarını ve kiraları makul seviyede tutacak idari ve yasal düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir.

Yılın son üç ayında hızlanan iç borçlanmaya ve bu yıla aktarılan yaklaşık 400 milyar liralık hazine nakit stoğuna rağmen 2023 bütçesi yılın ilk ayında 32,2 milyar lira açık verdi. Bütçe gelirleri yüzde 64, giderler ise ikiye katlanarak yüzde 120 arttı. Bir aylık faiz gideri 21 milyar TL’yi aştı. 2023 bütçesi yılın ilk ayında çok yüksek açık vermesine rağmen, deprem felaketi sonrası harcamaların artmasına paralel olarak Şubat ayı ve sonrasında daha ağır açık verecek. Hükümet muhtemelen kısa bir süre sonra ek bütçe talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelecektir.

“CARİ DÖNEMDE ET VE SÜT ÜRÜNLERİNE DAHA YÜKSEK FİYATLAR ÇEKİCİ GÖRÜNÜYOR”

Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) Ocak ayında yüzde 11,08 artarken, yıllık artış yüzde 142 oldu. Sarsıntılı bölgeye yapılan yardım taşımaları nedeniyle üretim alanlarından sebze-meyve-tarımsal eşyanın taşınmasında lojistik sıkıntılar yaşanmaktadır.

Türkiye’nin büyükbaş hayvan varlığının yüzde 20’sinin deprem bölgesinde olduğu ve depremde çok sayıda büyükbaş ve küçükbaş hayvanın telef olduğu düşünüldüğünde, yakın gelecekte et ve süt ürünlerinde sert fiyat artışlarının yaşanması kaçınılmaz görünüyor.

“DEVLET DİPLOMATİK GİRİŞİMLER YOLUYLA VATANDAŞLARIMIZA YAPILAN İKİ YÜZLÜ AYRIMCILIĞA DİKKAT ETMELİ”

Deprem felaketi nedeniyle Türkiye’ye yapılan yardımlarda gösterilen uluslararası dayanışma, Avrupa Birliği ülkelerindeki yakınlarının yanına gitmek isteyen depremzedelere gösterilmiyor. Almanya, Hollanda, Belçika gibi Avrupa Birliği ülkeleri; Yakınlarının yanına gelmek isteyen depremzedelere vize kolaylığı sağlanacağı ve 3 aya kadar oturma izni verileceği yönündeki açıklamalara rağmen uygulamada tam tersi bir yaklaşım sergiliyorlar.

Depremzedelere vize kolaylığı adı altında izlenen bu tutum karşısında hükümet en azından Avrupa Birliği ülkelerinin vize reddi karşısında sergilediği sessizliği bozmalı ve vatandaşlarımıza yönelik ikiyüzlü samimiyetsizliğe en üst düzeyde son vermelidir. diplomatik girişimlerden biridir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu